Türkiye, Kahramanmaraş merkezli deprem felaketiyle sarsıldı. Yüzyılın afetinin yaralarını sarmaya çalışırken gözler İstanbul’da olması beklenen depreme çevrildi.
17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi’nde; 17 binden fazla insan hayatını kaybetti ve 100 binden fazla bina yıkıldı veya ağır hasar aldı. Bu deprem İstanbul’da bine yakın can aldı ve 41 bin bina ağır hasar aldı ancak o dönemde İstanbul’un hem nüfusu hem de bina sayısı çok daha azdı.
16 milyondan fazla insanın yaşadığı megakentte bugün tam 1 milyon 160 bin bina var ve bunların 800 binden fazlası 2000 yılı öncesine ait. Yani eski yönetmeliklere göre yapılmış ve kentsel dönüşüme uğraması gerekiyor. Bina 2000 yılı öncesine ait olmasa dahi, özellikle deprem beklenen İstanbul’da binaların kontrolden geçmesi şart.
Türkiye’de son 20 yılda 3 milyondan fazla konut dönüştü. Peki dönüşemeyenler? Kentler neden depreme karşı dönüşemiyor? Kentsel dönüşüm sorunlarını İstanbul özelinde araştırdık. Binasını yıktıran ve birçok sorunla karşılaşan ev sahipleriyle konuştuk. Öte yandan kentsel dönüşüme uğrayan bina sakinlerinden bu süreçte yaşadıkları sorunları dinledik. Yüksek İnşaat Mühendisi Ferhat Sakallı ile kentsel dönüşüm sürecini ve bu süreçte karşılaştığı zorlukları tartıştık. Yaşanılan tüm bu sorunları ise Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu ve Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir’e yönelttik.
Fatih ilçesinde oturan ve evinin yüzde 90 çürük çıkması neticesinde kentsel dönüşüm için yıktıran bir vatandaş bu süreçte yaşadığı zorlukları anlattı.
Evini kontrol ettirmek istediği zaman, “Benim binam sağlam, dedem yaptı, yaparken kurban kesti” gibi sözlerle karşılaştığını aktaran Fatih sakini, apartmanında oturan sakinleri çok zor ikna ettiğini belirtti. Apartmanın bodrum katında kendisi oturan Fatih sakini, karot almaya geldiklerinde bahane olarak, karottan sonra “Evimi kim temizleyecek?” sorusuyla karşılaştığını ve komşusunun evini kendisinin temizlediğini söyledi.
Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir ise kentsel dönüşüm için binaların kontrol sürecindeyken, “Biz bu binaları öyle güçlü yaptık ki, bu binaya hiçbir şey olmaz” cümlesi ile karşılaştıklarını; ölçüm yaptıktan sonra binanın durumunun çok kötü olduğunu gördüklerini anlattı.
“Ne iş yapıyorsun?” diye sorduklarında, “Kentsel dönüşüm ibadeti yapıyorum” dediğini söyleyen Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, “Dünyada mekan, ahirette iman. Şimdi bizim evlerimiz, bizim için mahrem alanlarımızdır. Bizim evlerimiz bizim kutsal mekanlardır. Şimdi siz şöyle düşünün. Böylesine bir alanda siz tasarrufta bulunacaksınız. Hayallerini, hikayelerini yazdığı, umutlarını yeşerttiği bir evle ilgili tasarrufta bulunacaksınız. O gözü gibi baktığı, belki de o tuğlasını koyduğu, o kirpetini koyduğu o sıvasını yaparken ki hayallerini, diyorsunuz ki “Bu evin eski değiştirmemiz lazım.” Karşınızda ne görüyorsunuz? Çok farklı bir dünya karşımıza çıkıyor. Ama devletsiniz ve şunu da biliyorsunuz ki Allah korusun bir deprem söz konusu olduğu zaman bu çok sevdiği evinin enkazından çıkacak. Bir taraftan bunu anlatmaya çalışıyorsunuz. O da size bir taraftan hayalleriyle cevap veriyor” dedi.
Kentsel dönüşüm haberlerine sıkça konu olan Beykoz’un Tokatköy Mahallesi sakini, siyasetçilerin kentsel dönüşüm mevzusuna nasıl dahil olduklarını şu sözlerle aktardı:
“Siyasi bu arkadaşlar. Burada AK Parti haricindeki diğer işte İYİ Parti, CHP’li arkadaşlar burada ön plana çıktılar. Hatta milletvekilleri geldi. Burada birtakım görüşmeler yaptılar. Ya orada da bir art niyet var. Bakın biz aldığımız bilgilere göre bu arkadaşlar geliyorlar buraya. Önce Beykoz Belediyesi’ne gidiyorlar. Bu projeyle ilgili bilgi alıyorlar. Diyorlar ki evet kardeşim bu çok güzel bir proje. Bunu siz yapmaya devam edin. Fakat geliyorlar buraya vatandaşın yanına. Vatandaşa diyorlar ki vurun kırın. Olmaz bu ya. Yani orada başka konuşuyorsun. Burada geliyorsun. Çevik kuvvete saldırıyorsun. Kiremit attırıyorsun. Bilmem Ne yapıyorsun? Bu doğru değil.”
Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir ise siyasetçilerin kentsel dönüşüm konusuna nasıl dahil olduğunu şu sözlerle anlattı:
“Mesela bir Güngören’de Tozkoparan hikayesi var. İşte CHP’nin genel başkan yardımcıları geldi, il başkanı geldi. İYİ Parti’nin genel başkanı geldi. Burada “biz karşıyız” şeklinde bir duruş sergilediler. Hatta işte Meral Akşener “Benim elimden gelen durdurmak oldu” gibi de övünerek bunları ifade etti. Şimdi oradaki dönüşüme baktığınızda ilave bir daire yok. TOKİ’ye daire kalmıyor. Vatandaşın dairesi yirmi metrekare büyüyor. Sadece iki yüz iki yüz elli bin liralık bir belki rakamla insanların evleri yenilenmiş oluyor. Baktığınız zaman TOKİ’nin çok büyük Çevre Şehircilik Bakanlığımız aracılığıyla çok büyük bir kaynağı burada aktardığı ve aslında devletin ciddi zarar ederek burada bir dönüşümü sağladığını görüyoruz. Ama burada maalesef bir kentsel dönüşüm, rantsal dönüşüm gibi söylemlerle insanların kafaları bulandırılarak birtakım marjinal gruplar da işin içerisine çekilerek kentsel dönüşüme engel olunuyor.”
Tokatköy mahalle sakinleri, kentsel dönüşüme karşı çıkan vatandaşların kendileriyle konuşmadıklarını anlatırken; Tokatköy Mahallesi Muhtarı ise kentsel dönüşüme karşı “Tokatköy Güzelleştirme Derneği” adı altında bir dernek kurulduğunu aktardı.
Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir, devletin kentsel dönüşüm için yaptığı yardımları anlattı.
Yüksek İnşaat Mühendisi Ferhat Sakallı, kentsel dönüşüm sürecinde karşılaştığı en zor durumların başında kaçak yapıların geldiğini söyledi. Biz de, kentsel dönüşüme uğrayan ve uğramayan kaçak yapılarda kalan vatandaşlara, kentsel dönüşüme nasıl tepki verdiklerini sorduk.
Öte yandan Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir kaçak yapıları kentsel dönüşüme nasıl dahil ettiklerini şu şekilde anlattı:
“Kaçak katlar atılmış. 2 kat fazlası olan var. Gibi. Fakat bugün artık bunu yok sayma şansınız olamıyor. Maalesef orada işte biri daireler almış tapuları var. Birinci katla beşinci katını da ayırt edemiyorsunuz. Aynı haklara sahiptir sonuçta bunlar. Öyle olunca biz bunları olduğu gibi kabul edelim dedik. Yani bu beş katsa beş kat, yedi katsa yedi kat, altı katsa altı kat. Zaten bu yüzde altmış beşlik ölçtümüz de bu. Yani onlar hepsi nizami olarak olmuş olsa yüzde yüz seksenlere kadar zaten çıkabilirdik biz. O yüzden yüzde altmış beşe düşürüyoruz.”
Fatih’te oturan ve yerinde birebir kentsel dönüşüme uğrayan bir vatandaş, evini kentsel dönüşüme uğratmak için bir dizi evraksal işle uğraştıklarını ve bu sürecin çok uzun olduğunu söyledi. Fatih sakini, birebir kentsel dönüşümde 3’te 2 çoğunluğun yıkmaya yeterli olması ancak yeniden inşa için herkesin imzasının kullanılması gerektiğinin onları çok zorladığını belirtti. Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu ise bu sorunlara yanıt verdi.
Fatih’te oturan bir başka vatandaş ise kentsel dönüşüm için evini yıktırdığını ancak müteahhit anlaşmazlığı nedeniyle inşasına başlanamadığını söyledi. Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir ise eskiden müteahhitlerin dolandırabildiğini aktararak yeni müteahhit şartlarını açıkladı.
Kentsel dönüşüm isteyen vatandaşlar olduğu kadar istemeyen vatandaşlar da çoğunlukta. Bu nedenle açılan birçok karşı dava söz konusu ve bu davalar yapılan tetkikler sonucu yıkılma tehlikesi olan binaların bile yıkım sürecini aksatabiliyor. Açılan davaların kentsel dönüşüme engel olma durumunu Yüksek İnşaat Mühendisi Ferhat Sakallı ve Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu yorumladı.
Ve son olarak vatandaşlar devletin verdiği kira desteğinin çok az olmasından yakındı. Belediye başkanları ise, verilen kira desteğinin yanı sıra birçok yardım yapıldığını anlattı.